Yeni Üyelik Haber bülteni üyeliği |
DAĞISTAN
Düşler ve mitler ülkesi Düşler ve mitler bölgesi Kafkasya'da yer alan Dağıstan, adına yaraşır dağlık, tepelik arazisi ve bu araziyi nakış nakış işleyen irili ufaklı sayısız ırmağı ile dünyanın en ilginç ülkelerindendir. Yüzyıllar boyunca stratejik öneminden dolayı bir çok devletin işgaline uğramış olmasına rağmen bölgede tarihsel olarak Albanya'dan başka devlet kurulmamıştır. Ancak 1918'deki Kuzey Kafkasya Cumhuriyeti ve 1921 yılındaki Dağıstan Sovyet Sosyalist Muhtar Cumhuriyeti ile başlayan süreç sonunda müstakil bir devlet olma şansını elde etmiştir. Her iki siyasi oluşumda da kalkınma konusunda gerekli performansı gösteremeyen Dağıstan, 1990'lı yıllardaki siyasal çözülme sonrasında bu şansı bir kez daha ele geçirmiştir. Bu fırsatı iyi değerlendirmek isteyen iktidar, muhalefet ve toplum el ele vererek Dağıstan'da kalkınma noktasında büyük bir seferberlik başlatmıştır. Bu çabalar 1996 yılıyla birlikte etkisini göstermiş ve ülkede ekonomik ve siyasal bir çok olumlu gelişme görülmeye başlanmıştır. Albanya Devleti ve milletlerin doğuşu
Dağıstan, "dağlar ülkesi" anlamına gelmektedir. Ülkenin adına yansıyan bu coğrafi yapı, 8 bin yıl öncesinde, halklar ve diller ülkesi Dağıstan'ın doğuşunu hazırlamıştır. Bu bölgedeki akraba milletler için tarihsel ve kültürel birlik bu kadar eskiye dayanır (1). Söz konusu birliğin temelinde bazı ortak özellikler yer almaktadır. Bunların içinde en önemlileri kültür, adet ve gelenek ile dindir (2). Tarihçilerin hemfikir oldukları husus, Dağıstan milletlerinin M.Ö. 6. yüzyılda Albanya Federasyonu içerisinde yaşadıklarıdır. Bu çerçevede Dağıstanlıların, yaklaşık 8 bin yıl önce Albanya Devleti'nin çatısı altında ortak bir dil ve kültüre sahip oldukları söylenebilir. Albanya, bu günkü siyasi coğrafya düşünülecek olursa, Azerbaycan'ın kuzeyini, Dağıstan'ı ve tartışmalı olarak Çeçenistan'ı içine almaktadır (3). M.Ö. binli yıllarda Albanya'nın yıkılması, bölge halklarının, özellikle dış etkiler tarafından sık sık işgali karşısında dağlara çekilip dış dünya ile ilişkilerini kesmelerine ve bir nevi izolasyon sonucunda, kendi bağımsız siyasal kurumlarını kurmalarına sebep olmuştur (4). Bu oluşumların doğal bir sonucu olarak, dillerin de yavaş yavaş birbirinden ayrılmaya başladığı ve sonuçta da bu günkü çeşitliliğin ortaya çıktığı ifade edilebilir (5). Bu günkü Dağıstan dilleri, bu ortak dilin; yani Alban dilinin kollarından oluşmaktadır. Yine Dağıstan milletlerinin ortaya çıkış felsefesi de bu teze dayandırılabilir (6). Sürekli çatışmalarla birlikte Dağıstan'da 4. yüzyılda Hıristiyanlığın ve Yahudiliğin ortaya çıktığı görülmektedir.
Yirmiden fazla dilin konuşulduğu ülkenin etnik yapısı da çeşitlilik arz etmektedir. Kafkasya'nın ve bilhassa Dağıstan'ın önemli göç yolları üzerinde bulunması, çeşitli sebeplerle Kafkasları aşan bazı kavimlerin burada Kalmasına yol açmıştır (10). Ayrıca, bu bölgede uzun yıllar boyuca devam eden Arap, Türk, Rus ve İran devletlerinin hakimiyet mücadelesi de bu hususta etkili bir rol oynamıştır (11). Bütün bu iddialara rağmen Dağıstan'ın etnik yapısı öteden beri muğlaklığını korumaya devam etmektedir (12). Bugünkü oluşum açısından Dağıstan halklarını üç ana grupta toplamak mümkündür. Buna göre; Dağıstan'ın %75'i Kafkasya'nın yerli halklarından, %15'i Turani, %10'u ise Ari'lerden oluşmaktadır. Dağıstan nüfusunun büyük bir çoğunluğunu oluşturan yerli halklar, birçok araştırmacıya göre aynı etnik kökenden yani Albanlardan gelmektedir(13). Buna göre Dağıstan başlıca milletleri şunlardır: Avarlar, Laklar, Darginler, Lezgiler, Tabasaranlar, Nogaylar ve Kumuklardır. Ayrıca muhacir olarak adlandırılan Azeriler, Çeçenler, Ruslar, Yahudiler ve Ermeniler de etnik yapıda yer almaktadır(14).Bu halklar içerisinde 19 alt grubu bulunan Avarlar en fazla nüfusa sahiptir. Avarlar arasındaki alt ayrım, dildeki ses uyumu farklılığından kaynaklanmaktadır. Öte yandan Darginler, dil yapılarının farklılığına göre, Kaytaklar, Kubaçiler ve Akumiler olmak üzere üçe ayrılırlar. Dağıstan'ın en köklü halklarından biri kabul edilen Lezgiler ise, Agullar, Rutullar, Tsahurlar, Budullar gibi kollara ayrılır. Bu halklar arasında özellikle dil açısından büyük benzerlikler bulunmasına karşın, küçük ses farklılıkları ayırıcı unsur olmuştur(15). Bir başka Kafkas milleti olan Tabasaranlar, Güney Dağıstan ile dağlık bölge arasında yaşayan Dağıstan'ın en uyumlu milletlerinden birisidir. Bölgedeki tarihleri M.Ö. IV. yüzyıldan daha eskilere dayanmaktadır. Nogaylar ise, bölgedeki Türkçe konuşan halklardandır. 17. yüzyıla kadar göçebe hayatı yaşayan bu halk, bu gün de Dağıstan'ın kuzeyini kaplayan kurak arazide yaşamakta ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Bu millet, Çarlık döneminde istihdam, tehcir ve asimile politikalarından en çok etkilenen Dağıstan halkı olarak kabul edilmektedir(16). Kıpçak kökenli bir toplum olan Kumuklar ise, 10. yüzyılla birlikte bölgeye gelip yerleşmiştir. Kumuklar, yerli ahali ile kaynaşmış ve Moğol istilası döneminde büyük bir katliama maruz kalmalarına karşılık Dağıstan'a yerleştikten sonra bu bölgede ticari faaliyetleri ellerinde bulundurmuşlardır. Bugün de bu halk Dağıstan'ın önemli ticaret merkezlerinde yaşamaktadır(17). Dağıstan'da yaşayan yirmiden fazla etnik-linguistik grubun, Tatlar hariç, hepsi Müslümandır. Bu gruplardan sadece on tanesi "millet" statüsüne alınarak 1959, 1970 ve 1979 nüfus sayımlarında gösterilmiştir. 1979 sayımında 50.300 km2'lik toprağıyla Dağıstan 1.627.000 nüfusa sahipken(18), 1989'daki toplam nüfus yaklaşık 2.000.000 olarak belirlenmiştir. Dağıstan'ın nüfusu Temmuz 1996 tahminlerine göre 2 milyon 137 bin 600 olup, bu nüfusun yaklaşık %27'sini 540 bin kişi ile Avarlar oluşturmaktadır. İkinci büyük grup olan Darginler %15.5 oran ve 310 bin kişi ile Avarları izlemekte, ardından %13 oran ve 250 bin kişi ile Kumuklar gelmekte, bu topluluğu da %11.5 ve 230 bin nüfus ile Lezgiler takip etmektedir. Diğer etnik gruplar da oran ve nicelik itibarıyla %5 ve 100 bin kişiyle Laklar, %4.5 ve 90 bin nüfusla Tabasaranlar, %0.8 ve 16 bin kişiyle Rutullar, %0.75 veya 16 bin kişiyle Agullar ve %0.55 oran, 6 bin nüfusla Tsahurlar popülasyon içerisinde yerlerini almaktadır. Aynı zamanda Kuzey Dağıstan'da 70 bin Çeçen etnik nüfus, toplam nüfusun %8'ini, Nogaylar 31 bin kişi ile toplam nüfusun %1.5'unu oluşturmaktadır. Nogaylardan 37 bin kişi de Çeçenistan ve Stavrapol bölgesinde yaşamaktadır. Tatlar olarak bilinen Dağ Yahudileri 11.500 nüfus ile %0.55'lik bir nüfus oranına sahiptir. Güney Dağıstan'ın en kalabalık topluluklarından olan Azeriler de 80 bin nüfus ile toplam popülasyonun % 4'ünü oluşturmaktadır(19). En son nüfus tahminleri göstermektedir ki, nüfusun nicelik itibarıyla artması toplam nüfusu oluşturan unsurlar üzerinde oransal olarak fazla bir değiştirici etki oluşturamamıştır.
Kültürel kimliğe etki eden güçler Dağıstan'a tarih boyunca en büyük etkiyi Alban ve Sarmat kültürü yapmıştır. Ülkeyi siyasi ve kültürel yönden etkileyen diğer milletler ise; Rus, İran, Arap ve Osmanlılar olmuştur. Bunlardan Osmanlı,Arap ve İran kültürleri bu toplumları dini açıdan etkilemiştir. Bugünkü Dağıstan halklarının erken dönem kültür ve gelenekleri bu üç medeniyetin etkisiyle oluşmuştur(20).Ancak 1800'lü yıllarda başlayan Rus etkisi de kesinlikle gözardı edilmemelidir. Çünkü Dağıstan halklarının 20. yüzyıl kültürlerinin oluşmasında Rusların etkisi (özellikle Sovyet döneminde) çok büyük olmuştur(21). Bugün ise yerli halk üzerinde, Alban Devleti'nden feodal döneme kadar oluşmuş, dış etkilerle son şeklini almış bir kültürel yapı kendini göstermektedir(22).
Kaynak: Dagestanskaya Pravda. 29.06.1989
|
|
Copyright © 2005 Uzerine.com
uzerine.com Ana Sayfa |
Gizlilik Sözleşmesi |
Üye Girişi